ÇADIRDAN GELEN IŞIK-CENAB OZANKAN
Bir dere önüne kurulmuş
Başkumandan Paşa'mın çadırı
Büyük taarruzun arifesinde.
Gece perde çekmiş her yöne
Bırakmaz dağı, taşı görmeğe
Doyunca.
Paşam'ın çadırında bir ışık; hafifçe
Paşam'ın çadırında bir umut,
Paşamda bir kutsal düşünce...
Zafer yakın, şehadet bol,
Gazilik çok
İsteyince...
Bir gizli elden dökülür şehadet,
Paşam'ın adı dökülür
Besmelelerin ardı sıra
Sessiz türküler dolanır dillerde.
Asker hazır
Bir uzun yolculuğa
Gayri bir güzel düş, sıla...
Ne kıymeti var, hemşerim!
Cennet yolu açılacak
Şafakla...
KOCATEPE- CENAB OZANKAN
"Yalnız yıldızlar biliyordu
Sırrımızı,
Gece katılmak istiyordu
Zaferimize,
Olanca karanlığiyle
Dolmuştu gözlerimize.
Bayıra tırmanıyorduk:
Önde neferler
Elinde fener,
Sonra bir büyük asker
Ve ardında bizler...
Taşlarda kayıyorduk,
Ayak ucumuzda
Kayboluyordu ışık.
Zaferin bir ucu seher,
Bir ucu gruptu,
Yükseliyordu Kocatepe'ye
"Mustafa Kemal" adlı ordu.
ORDULARA BEDEL- CENAB OZANKAN
"26 Ağustos şafağı...
Başladı toplarımız
Ateş püskürmeğe erkekçe,
Kabus gibi düşmana çöktük
Altıyı çeyrek geçe...
Biz orada
Bir bölüktük ama
Çok vardı döşeğe yatarcasına
Toprağa uzanmamıza...
Yüzbaşı Agah
36 ncı Alayın 6 ncı Bölük kumandanı...
Babaydı, anaydı, herşeydi.
"Yılmayın evlatlar
Ardımızda taburlar
Fırka fırka kardeş var" dedi...
Üç takımla ilerledik
Doğrusunu sorarsan
Üç manga bile değildik...
Agah koptu yerinden
Ve yıkıldı birden
Yıldırım yemiş çınar gibi...
Kurşun yağıyordu
Rahmet misali...
Yüzbaşının kanlı eli
Birden açılıverdi,
"İntikam intikam!
Bölüğe selam,
Bakmayın dağa taşa
Başımızda ordulara bedel
Mustafa Kemal Paşa..."
YİĞİDİ BIRAKMAYAN HAYAL- CENAB OZANKAN
Bir gruptu ki, kandan ateşten
26 Ağustos'un ardından gelen;
Bir kutsal düşüncenin ağırlığını yüklü
Gazi Başkumandan iniyordu
Kocatepe'den yavaş yavaş
Alnında şafak aydınlığıyla
Bir resim gibi doldu gözlerime
Ve büyüdü, büyüdü
Taştı gövdesinden bir yiğidin.
Kendinde değildi gayri,
Geçti içinden bir dilek
Yaşamak ne, bir hiçti ölmek...
Ertesi günün öğlesinde
Yaralı, sağlam
İlerliyorduk ölümün eşiğinde,
Mermi geliyordu karşıdan,
Bir o kadar da bizden.
Bayırlar sarsıldığı vakit
"Allah! Allah!"sesimizden
Yanımda belirdi o kahraman
Gördüm bir anda yıktığını üç kişiyi
Lakin düşünce bir obüs
Uçtu yanımdan ta öteye
Bir eli düşmanın boğazında
Öbürü süngü kabzasında...
Garip! Gözlerindeki manzara aynı:
Gazi Başkumandan tepeden indi,
Büyüdü büyüdü,
Adım adım
Ve taştı bedeninden yiğidin,
Söyledi künyesini
Yazık, iyice duyamadım..."
BELENTEPE ŞENLİKLERİ- CENAB OZANKAN
"Öyle bir koşuştu ki; ölmezliğe
Kaynar havaydı göğüslere dolan
Alevlerdi; keskin acı ve bıçkın,
23 üncü Fırka hücumdaydı.
Zafer yeriydi
Bir nefeslik yakın...
Topçu ateşiyle dalların yandığı an,
Yükselen birşeydi büyük,
Göklere yükselen duman duman...
Kutsal duygularla
Doluydu benlikleri,
Cansız gövdelerin,
Yamaçlara bırakıldığı an
Belentepe'den genişliyordu,
Bayram şenlikleri...
Varan çoktu tepenin ardına
Toprakta kalanlar ise sıra sıra
Hasan, Ali, Ramazan'dı
Kömürden birer hatıra..."
TINAZTEPE'DE SOLUK- CENAB OZANKAN
"26 Ağustos günü
Çığ gibiydi 57 nci Alay
Yayılıyordu ovalarca uğultu,
Parlıyordu çubuk çubuk alevler
Süngü uçlarında,
Cümbüşü sürüyordu ölümün,
Kabza eriyordu yiğit avuçlarında.
Yayılıyordu tekrar tekrar
Ovalar dolusu Allah adı,
Devşiriyrduk zaferin ilk meyvelerini.
Tınaztepe yaklaşıyordu bize;
Etekten doruga kadar kırmızı
Gördük kendimizi yamaçlarında canlı
Bir derin solukla saldırmak için
Kestik usulca hızımızı..."
ÇİĞİLTEPE- CENAB OZANKAN
"İnatla dayandı düşman
Yerden bitercesine çoğala çoğala,
Mermiyle vur,
Dipçikle vur,
Tükenmez gavur oğlu gavur
N'edersin tez alamadık Çiğiltepe'yi,
Şehit verdik
Yiğit Reşat Beyi,
Tövbe ettik yaşamaya...
Daha gidecek can varmış helalinden,
Kader bu ya...
Gün ışığında karardı benzimiz
Vıcık vıcık gömleğimiz
Kan akar her damardan.
Sonunda
Söktük hepsini topraktan
Yalın ellerimizle,
Gözyaşımızda parladı Çiğiltepe,
Bir nur...
İnanmıştık, şehitler ile
Mustafa Kemal Paşa
Bizi korur..."
MEÇHUL ASKER- CENAB OZANKAN
"Çakıl Tepe'ye
Bir "hey!"lik ötedeydik...
Mermiler geçiyordu
Burnumuzun dibinden vızır vızır.
Bir alaydık hücuma hazır...
Belaydı düşman topçuları başımıza bela.
Lakin bir de bizi sorsana:
Bir anda fışkırdık yerden,
Olanca hıncımızla.
Düştük ardlarına
Kanlı vücutlarımızla.
Yağıyorduk üzerlerine,
Her birimiz birer gülle,
Uçuyorduk düşmana kuş hafifliğiyle...
Tükendi mermilerimiz
Ölümü yanımızda bulduk
Dipçiklerle boğuştuk.
Helalleştik.
Öldük,
Karakayalar'da abideleştik..."
YENİ CİHANIN EŞİĞİNDE- CENAB OZANKAN
"Cılız bir lamba ışığında doğar memleket,
Mustafa Kemal Paşa'mın şavkı gezer harita üzerinde.
Başkumandanlık savaşı ha başladı ha başlar,
Afyon ve Dumlupınar tepelerinde.
Yiğitler
Dağ dağ;
Zafer kolay candan vazgeçince.
Şehadet yaşamaktan büyük,
İnanç dolu gövdelerde,
Bir yeni cihan herkese kaderince..."
KADERDE ÖLÜMSÜZLÜK VARMIŞ- CENAB OZANKAN
"11 inci Fırka...
126 ncı Alayın
6 ncı Bölüğünden bir manga,
Nasıl da atılıyordu batıya
Havayı bir solukta tüketircesine...
Düşman makinelisi yağıyordu
Ölüm yakınmış, uzakmış,
Bakan yoktu incesine,
Toprak adım adım uzuyordu...
Bir hamle daha yapınca bizim manga,
Yağdı yeniden zehir sağanak
Yapıştı Mehmetçikler,
Zevkini yitirdi yaşamak.
Baktı Gazi Başkumandan;
Bir manga yatmış yere,
Avını bekler gibi pusuda...
Dedi: İlerlesin bu manga!"
Lakin bir el topraktan uzamış;
Koskoca,
Yapışmış mangaya sıkıca...
Yiğitler ki emelleri dağılmış,
Güzel uyanıklığın acı düşlerinden
Dirildiler Gazinin gözlerinde yeniden,
Deyince "Meçhul asker yeri burası!"
Kımıldadı birşeyler taştan, ışıdı Adatepe-Çal arası,
Baaşladı manga yaşamaya
Canlı cansız bir katar
Aktı gitti batıya batıya...
ÖLÜM BEDENLERİNDE ERİDİ- CENAB OZANKAN
"Düşman çember içindeydi,
Yolladı Fevzi Paşa'yı
11 nci Orduya
Gazi Başkumandan,
Ve birden belirdi,
Kemalettin Sami Paşa'nın yanında,
Girdi ateş hattına pervasızca
Gözleri çakmak çakmak
Alevler içinde Çal köyüne bakarak...
Dedi: "Zafer doğmalı, güneş batmadan."
11 inci Fırka kahramanları saldırdı
Düşman yönüne,
Hem ıslak hem sıcak
Bir allıktı tenleri sıvayan
Ve ahretin eşiği uzadıkça uzadı
Canların göğüslerden koptuğu an.
Ardından erişti,
Gazi Paşa'nın bir emri daha
Göklerden iner gibi:
"Piyade ileri, topçular ileri!"
Kim bakarda mevziye, rütbeye gayri,
Sürdü atını
Avcı hattına Derviş Bey,
Tepeler yürüdü sanki hey.
Elsiz, ayaksız...
Mehmetler kurşundan külçe
Ölüm ne ki?
Bedenlerinde eridikçe..."
SON HÜCUM- CENAB OZANKAN
"Bitişi geldiği vakit
İzmir'e çıkış macerasının,
Mustafa Kemal Paşa'm
Süzüldü ateş içine
Sanki gerçek değil efsane...
Toprak kaynıyordu için için
Yiğitler bir masal aleminde
Süngülüyor, dipçikliyordu
İçinde bir engin hıncın ve sevincin
Kimi tek atılışla
Aşıyordu tel örgüsünü,
Varıyordu kafir siperlerine
Kaya gibi çökercesine,
Berikinin kaplıyordu kan göğsünü,
Benzi sarı, kara, mor
Yaşamak kolay,
Ölmek zor,
Şehadet nazlıydı bazı kere
Ve hepsi atılıyordu zafere,
Barut burunlarında
Burcu burcu
Evvel Allah Ada Tepe'de
Bu hücum sonuncu..."
CANIMIZ UCUZ DEĞİLDİ- CENAB OZANKAN
"Şafak şafak yandı gök
Bir kızılca kıyamet bitti
Kızıltaş yamaçlarıda,
Şehadetin sevinci eridi
Yaşamanın tadında...
Yeryüzü görmedi böyle bir savaşı
Makineliye karşı et
Topa karşı kemik saldırışı...
"Şahitti Belen Tepe, Tınaz Tepe,
Hele Zafer Tepe
Harman gibi savruluşumuza.
Ovalar can pazarına döndü
Düzlükte yitirdik kendimizi
Alın terimiz aktı kanımıza,
Düşman bedeninde bıraktık
Kırık süngülerimizi
Unuttuk gitti künyemizi...
Bir işti ki;
Büyük, kutsal,
Vurmuş başımıza
Doruklardan bir sarı ışık,
Mustafa Kemal Paşa yürüyordu;
Şehid, gazi karışık..."
MİLLİ MÜCADELE DESTANI- BEKİR TÜNAY
"26 Ağustos 1922
Gün ışıkları alınlara değmedi...Şafak alabildiğine al... KOCATEPE'de MUSTAFA KEMAL...
Başladı zorlu savaş...Çatladı gök...Çöktü dağ... Koptu kızılca kıyamet... Vatan
yolunda bir döğüş bu...Ölen, sağ....."
26/27 Ağustos 1922
Savaş bitmedi ki... Olanca hızıyla yürüyor... Zafer Mustafa Kemal'e yürüyor...Zafer Mustafa Kemal'e gülüyor...
Mustafa Kemal ateş... Mustafa Kemal kor...Mustafa Kemal vatanlaşıyor!...
Tepeler: yiğit yiğit...Tepeler; kilit kilit...Anahtar Mustafa Kemal'in...Mustafa Kemal geliyor; çekilin...
Bir ordu şahlanmış...Bir millet; vatan aşkıyla yanmış...Mustafa Kemal bir imanmış..."
27 Ağustos 1922
Taarruzda Mustafa Kemal'in askeri... Kurt Kaya; bizim...Erkmen Tepe elimizde...
Afyon yaslı...Ama; umut umut...Kayalıklarınca yüce...Bizim olacak alaca karanlık çökünce...
28 Ağustos 1922
Düşmanı kuşatıyoruz.
Yürüyor Kocatepe...Yürüyor; denizlere...Yürüyor; yerden göke...Gökte yıldızlar iri...Kocatepe de özlemiş denizleri...Yürüyor denizlere doğru, ağaç, su...Mustafa Kemal'in askeri bu..."
29 Ağustos 1922
Yollar; İzmir'e doğru...Düşman; kurtulma çabasında...Bakmıyor arkasına...Kaçıyor... Kaçanlar; az...Yollar kapalı Yunan'a...Kaçamaz...
Amansız bir izleme...Durma, duraklama yok...Sürecek gündüz, gece...Her zaman, Her yerde taarruz" Artık, gediksiz kuşatıyoruz..."
30 Ağustos 1922
Başkumandanlık savaşı...
En küçük birliklere dek, Mustafa Kemal emredecek... Son koz... Düşman sıkıca çemberlenecek...Yorgunluk ötelere...Çemberden kurtulana, arasız izleme...
Amaç; açık... Emir; kesin... Suları MUSTAFA KEMAL'i bekliyor Akdeniz'in...
"ORDULAR! HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR İLERİ!"
Duyuldu dört yönde bu sesin akisleri..."
İSTİKLAL DESTANINDAN: BÜYÜK ARZU- ARİF HİKMET PAR
"Ağustos gecesinde mavi ışıklar iniyor tepelerden,
Lacivert bir yelpaze gibi açılmış gökyüzü.
Gazi, çadırdan çıktı, arkasında paşalar,
Meşin kırbacı dizlerine vuruyor.
Şöyle bir yukarı kaldırdı başını:
Bayrağa gönül vermiş gibi yıldızlar...
Sonra heyecanla İsmet Paşa'ya soruyor:
-Erat hazır mı İsmet?
-Herşey tekmil, Paşam!
O bir ayna gibi bilirdi içimizi
Gözlerinde yarın ki şafklardan izler
Karanlıkta baktı, parıldıyor süngüler...
-Merhaba asker! dedi,
Saflar önünden geçti;
Mehmetler "Yaşa, yaşa!" diyordu.
O altın saçlarını vermiş geceye
Şimdi herşeyi unutmuş.
Yalnız büyük bir aşkla
Afyon sırtlarına doğru
Haşmetle kartallar gibi süzülmek istiyordu.
Bir alev çağlayanı halinde
Akdeniz'e dökülmek istiyordu."
VATAN MACERASI- ARİF HİKMET PAR
... Kocatepe'de erat intizardadır,
Bir çadır içinde paşalar,
Son taarruz planlarını hazırladılar.
Mustafa Kemal gökler gibi susuyor düşüncden
Atın bir meyva gibi zafer yoldadır.
İsmet Paşa iyilik ve zekadır, doğuyor cepheden,
Kalpağında ayyıldızı parlayan Fevzi Paşadır.
Akşamdır, gün kavuşmak üzeredir,
Paşaların Afyon ovasında gözeri.
Toplar şafakla birlikte patlayacak,
"Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"
Kayalar bir sallanışın peşinden inledi.
Toplar bir ağızdan gürlediler mertçe
Bir mucize belirdi Kocatepe'den,
Zafer ilk defa kendini verdi cömertçe
Süvariler dört nala düşman peşinde,
İzmir'e doğru yolculuk başladı
Dokuz Eylül, Ege denizinde bir akis,
Mehmetçiğin rüyası...
ATATÜRK- ARİF HİKMET PAR
Gülhane'de düşünür gözlerim, ağlarsın
Kasım rüzgarları alev alev saçlarını dağıtır
İzmir'de mübarek ellerin uzanmış ordulara,
Ordular sana Dumlupınar'ı hatırlatır.
Şimdi seni Kocatepe'ye çıkarken görüyorum:
Ağustos şafağında bayrağımın alı vurmuş içine
Vatandır geniş omuzlarında yükselen
Eminim kalpağından topuğuna kadar bizi düşündüğüne
Şimdi pırıl pırıl süngülerle İzmir yolundasın,
Mavi şimşekli bakışların "İleri!" diyor.
Yedi cihan dize gelmiş önünde
Sen Mehmetcik'in alnından öptüğü insansın
KARTAL BAKIŞLI DEHADAN MUSTAFA KEMAL'İN MANGASI- ARİF HİKMET PAR
Askerler geceyi beklediler,
Bozkır gecesini.
Sıcak toprak üstünden
Bir buğu yükseliyordu
Yıldızlara baktı Hasan Çavuş
Dedi: "emme de parlak bu gece"
Bir sigara yaktı
Mangasından tekmil getirdi Memiş Onbaşı:
Aydınlı İsmail'in bacağında sızı varmış,
Tireli Hüseyin sabaha kadar uykusuz kalmış.
Bodur Ali ah diyor bir memlekete gitsem,
Yine hafiften bir türkü tutturmuş,
Giresunlu Rüstem.
Tüfeği elinden düşmez Bergamalı Ahmed'in,
Avrat, tüfek, at,
Namus sözüdür, diyor
Büyük taarruz bir an önce başlasın istiyor.
Az ötede Mustafa Kemal'in çadırı,
ecede bir gümüş ehram gibi parıldar.
Kapısında bir nöbetçi
Kulak vermiş içerdekileri dinliyor.
Silah sesleri duyar gibi
Ürperiyo yağız teni.
Kulakları pusuda bir kaplan gibi dikilmiş,
Düşünüyor Büyük Taarruzun neticesini...
"Mustafa Kemal'i gördüm, Birşeyler süzüldü ışık ışık içime.
Daha dağ, daha kaleyim
Bir başlasın top sesleri hele,
Afyon'a girmezsek iki saatte
"Öleyim" diyor.
Mustafa Kemal'in mangasında,
Korkudan eser yok
Günlerdir yarı aç, yarı tok,
Bir kaşık tuzu bulunsun diye vatan macerasında,
Paşalar Paşasının kumandasında
Zaferder zafere koşuyor.
İSTİKLAL SAVAŞINDA ATATÜRK- MESUT TARCAN
Sakarya kan akıyor boydan boya!
Mehmetçik artık ayağa kalktı.
Mavi bir alev geçti gözlerinden,
Savaşan kuvvet değil haktı.
Yirmi altı Ağustosta,
Karanlıkta düşman tel örgüleri...
Birşeyler ağarıyor etrafta,
Mehmetçiğin tetikte eli.
Saflar hücuma hazırdılar
"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz! İleri!...